3 Temmuz 2012 Salı

Bu gece..



''Sıkışmış bedenler aklın hürriyetini bilir , değerini de...''

Düşünmem için yalnız bırakacaktı şimdi beni. Gitmemesi için yalvarır gibi baktım suratına.

Söylemek istediğim, sormak istediğim öyle çok şey vardı ki...



Beni öylesine büyülüyorsun ki!

Diye fısıldadım..




Sakince güldü..


Çok hayat gördün, pek çok..
Bu yüzden mi diye sordum.

Pek çok hayat yaşamıştı.

Kim pek çok hayat yaşayabilir ki?


Her bir anın farklı bir hayat ve tüm parçacıkların sen olduğunu farkettiğinde dedi;
Sen de büyüleyici olacaksın.

Küçük serçe parmağını tutmayı ve sessizce onu dinlemeyi öylesine çok seviyorken yanıma bu kadar seyrek geldiği için ona kızgındım.

Kim bilir belki de yalnızca kırgın.  .



Tüm cevapları bilmesine şaşırıyordum.

Beni kendi içime bakmaya ittiği zamanlar,

Kayboluyordum içimde;
Hep yanımda olduğunu düşündüğümden olsa gerek , özgürce zamanı yitirip geziniyordum orda, burda.

Döndüğümde , gitmiş oluyordu.


Heyecan içinde anlatabileceğim pek çok şeyi yutkunmak ve susmak zorunda kalıyordum.




Yere sabitlenmiş yatağımda, yatağıma sabitlenmiş gibi tavanı izlerken yineledim cümlemi;


Beni öylesine büyülüyorsun ki!


Sanki hiç cevap vermemiş gibi ekledim.


Ben de büyüleyici olmak isterdim..


Senin gibi olabilmeyi çok isterdim..




Tekrar gülümsedi.. 
Yüzü olmayan biri gülümseyebilir mi?


Gülümsedi ama..


Dişleri, gözleri parlıyordu...


Yavaşça yaklaştı..

Her hücremi. düşüncelerimi, geleceğimi..

Beni biliyordu.


Saçlarıma uzandı. Elleri vardı, ama yok gibiydi..


Uyu artık dedi..


Çok soruna karşılık, verilecek pek az cevabım var.
Seninse cevaplarımı anlayabilmek için daha uzun bir yolun..


Yere sabitlenmiş yatağımda, yatağıma sabitlenmiş gibi, öylece ; hiçbir şey dememi beklemeden..

Aklımda pek çok soruyla, uykuya dalmak üzere beni yine bırakıp gitmişti.

Kızdım...


Neye kızdığımı düşünüp güldüm.

Daha çok güldüm..


En kısa sürede tekrar gel dedim sessizce..

Yanımda olmasa da , beni duyduğunu düşündüm.



Sonra düşündüm.


Uyudum.

D.B