Küçük dünyalarımızın içinde büyük korkularla yaşadık biz.
Ama'larımız vardı...
Ya olmazsalarımız da çoktu..
Hep bir adım geride durduk...
Durduk da ne oldu?
Beden durdu, ya akıl?
Zihin?
O durdu mu?
Durduramadık onu, tek sözümüzün geçmediği yer zihin de değildi üstelik...
Daha aşağılarda sertçe vuran bir şey daha vardı...
O da durmadı...
Yine de ya olmazlar vardı ya..
Beden durdu..
Dil durdu..
Kelimeler gitti...
Ölü bir beden hiçti ve hiç olmayı seçen de bizler...
En kötü karar kararsızlıktan iyiydi, en kötü nedenin nedensizlikten iyi olduğu gibi.
Kararlar aldık ve büyük sözler söyledik...
Kolay olanı seçtik ve müspet sonuçlar doğurduk zihnimizde...
İyiydik hoştuk kaçak iken..
Alışılmış iyiydi ve bilindik olan seçilesi...
Kalp attı, akıl geldi ve düşündük istemeden...
Kaçamadık...
En iyisini yaptık...
Takıntılarımızı itmekte gösteremediğimiz ustalığımız ortaya çıktı aniden ve takıntılarımızı geri yüklerken ustaca davrandık bizler...
Yenildiğimizde kalkıp savaştık ve bir kere daha yenildik...
Bu kez daha iyi yenildik...
En iyi yenilgiyi elde edebilmekti aslolan ve bir kez daha kalktık ayağa..
D.B
P.S Ne zamandır yazmıyorsun, aynı yazıları dönüp dolaşıp okumaktan bıktım diyordun..
Bu yazı senin için olsun...