Yol aktı altımdan...
Hayır ben yürümedim...
İnsan pek çok şeyde suçu üzerine almak istemiyor değil mi? Ben mesela çoğu zaman başkalarını suçlarım hatalarımda, hep bir başkasına kızmayı yeğlerim...
Yeğelerdim diyemiyorum, ne yazık! Hala düşüyorum zaman zaman aynı hataya...
...
Kendi kendime kızdığım zamanlarda hep geri adım attım ben! Canım en çok öyle zamanlarda acıdı, öyle zamanlarda daha çok dövdüm kendi ruhumu...
Her kızdığımda başkalarından kaçabilmek kolayken , kendime sen kenarda dur bir süre diyemediğimde anladım bunu...
Denedim...
Delice belki ama; kendimden kaçmayı denediğim bir zaman var! Kaçamadım... Kimsenin eline avcuna sığmayan ben, kendime kaşı öyle güçsüzdüm ki...
Kısır döngü döndü, döndü...
Ve ben başımı duvara vurdum, vurdum...
Öğrenmedim hayır! Ama kaçmıyorum kendimden artık... Bir yanlış yaptığımda bırakıyorum kendi ellerime kendimi. Savururken, hırpalarken kimseye olmadığım kadar acımasızım kendime karşı...
Sonra, bekliyorum sukunetle hıncımın geçmesini. Hakettiğim kadar yıpatıyorum, ama affediyorum sonunda kendimi...
Barışıyorum kendimle...
Kendini affedebilmek çok güzelmiş...
Kendine kızabildiğinde öğreniyorsun... Kızabilmek kadar güzelmiş...
D.B
p.s Herkes bir yana, kendinizin kendinize haksızlık yapmasına izin vermeyin... Ama gerekirse kızın kendinize, sona affedin. Ötekiler(!) öyle önemsiz ki..
Heyecanlıyım... Çok istediğim bir şeye sonunda cesaret edip başlamanın heyecanı bu. Biriktim ve biriktirdim... Hiç kendimi bu kadar hazır hissetmemiştim bu tuşlara basmak için. Emin miyim?? Hayır! Ama denemiş olmanın ne kadar muhteşem olduğunu anladığım 20. yaşımda yapamadım diyip çekilmenin verdiği acının, denemedim diyip yarım kalmış olmaktan daha tercih edilebilir olduğunu öğrendim. Tasarlıyorum ve yazıyorum öyleyse... Hoş bulduk...
29 Ağustos 2011 Pazartesi
21 Ağustos 2011 Pazar
Aşk mı, nasıl yani? Cidden mi???
D. ben sana aşık oldum galiba...
D. yani nasıl söylesem... Ben aşık oldum galiba..
Ben söyleyemedim ama sende gözüme soktun be kızım katlanamıyorum, ben denedim ama olmuyor yani; arkadaş gibi sürdüremeyeceğim, dayanamıyorum , aşığım ben sana...
Ufff d. bu nasıl bir his ya, hiç böyle hissetmemiştim ben...
Ben seni şunun 310 milyon katı kadar seviyorum...
D. sen ne yaptın bana ya... Bağımlılık yaratıyorsun resmen...
Evet hanımlar ben bu film repliklerini kendime uyarladım cidden, bakın! Hoşuma gidiyor! Olamaz mı?
AA unutmuşum...
Ben her türlü şeye katlanıcam d. sen beni sevene kadar herşeye katlanabilirim yani, ne kadar zamana ihtiyacın varsa;çünkü seni hayatımda istiyorum...
Beklerim d. ne kadar gerekiyorsa...(Ben bekle yarın çıkarız falan mı demişim acaba? Hangi kafadaymışım yahu? Günlüğüm sayesinde bir saattir gülüyorum)
D öldürücek misin sen beni?
D. seni kimse benim kadar sevemez, pişman olucaksın.
D. kimse seni benim milyonda birim kadar sevemez pişman olucaksın....
Onda birim...
Yüzde birim...
.
.
.(çeşitli birim kesirler var işte burda...)
.
.
Sen odunsun d. kalassın, suntasın ,kütüksün, demirsin...
(Ne dedim de bu lafı hakettim ben acaba?)
D. bir kere ağladığını görmek isterdim.. Sen hiç ağladın mı? (Bu nasıl bi laftır ya?!Şunu söyleyen hatırlayıp gülsün kendine lütfen , ben bir köşede ağlıcam söz)
**Şu günlüğü okuduğuma bin pişmanım, kendi başıma çocukluğuma inmemeliymişim ben.
D. şunu başkası istese hayatta yapmazdım....
D. seni görmeye dayanmam mümkün değil acı çekiyorum... (Der ve arkadaşlığımızı bitirir, güler misin ağlar mısın yahu sevgiden selamı sabahı kesiyor adam o derece!)
D. bu nasıl bir duyguymuş böyle...
Ben daha önce sevdiğimi sanmışım d.;yada bu hissettiğim şeyin bir adı yok yani...(Bak bu kesin bir türk filminden duymuş bunu ay bende hihi diye güldüm kesin, allahım lütfen ergenliğin arkasına sığınabilecek bir yaşta duymuş olayım bunu)
D. sonunda evlenicem kızım seninle... (Bak bunu çok net hatırlıyorum işte inşallah bana da haber verirsin demiştim, akıllanmaya başlamışım herhalde ; nezaman nezaman demediğime göre..)
Ben yüksek lisansımı yapıp geliyim sen bu arada istediğin gibi gez dolaş,şimdi seni sıkmak istemiyorum ama ben aklının bir köşesinde olayım olur mu d.?(Ya bakın buna bir yorum bile yapamıyorum hani bunu okuyup aynaya bakın zaten o noktada anlayacaksınız siz beni.)
Şimdi gidelim d. .......'ye evlenelim orada...
Ailemle konuştum d. ben seninle ciddi düşünüyorum... (İşte bu, işte bu... Bu noktada aydınlandım sanırım... Yok artık...!! Bana da bir sorsaydın keşke?! Yahu hoşlanıyorum falan diye bir girizgah yapsaydın en azından)
Evet bunları da gazete köşesinde okumuştum hayal ettim kendime uyarladım doğrudur..
Yok yahu bunları farklı farklı insanlardan duydum ben...
Size de, haber vermek için yazdım hatunlar; okuyun bakın baya baya aşık olunmuş bana yahu...
Tapınılmış resmen...
Hiç birine inanmadım ha hayyy demeyi isterdim ama... Yok canım, inandıklarım, duydukça baya baya havaya girdiklerim oldu..
Wuhuu nasıl reddettim be! Diye gezdiğim bir ergen dönemimde oldu...
Ay yazıııııık çocuk çok aşık yahu , ben nazikçe rededeyim bari de dedim...(lütfedici ulu d.)
Laflarda bir standartlaşma hissedene kadar baya baya kaf dağında takılıyordum kısaca. Ay şaka bir yana ne kekoymuşum yahu inandım diyorum ötesi mi var, kim bana aşık olsa bende bir üzgün tripler ayyy çok uzuluyooor diye ağzımı büzdürmeler falan...
Çok betermişim çok...
Herkese en yakın zamanda bu halden kurtulmayı dilerim geçene kadar anlamıyor insan durumun vehametini.
p.s. Bu yazıyı okuyup aman canım bana cidden herkes aşık kendi adına konuş diyeceklere hiç lafım yok hatunlar... Tebrik ediyorum, devamını diliyorum...
D.B
D. yani nasıl söylesem... Ben aşık oldum galiba..
Ben söyleyemedim ama sende gözüme soktun be kızım katlanamıyorum, ben denedim ama olmuyor yani; arkadaş gibi sürdüremeyeceğim, dayanamıyorum , aşığım ben sana...
Ufff d. bu nasıl bir his ya, hiç böyle hissetmemiştim ben...
Ben seni şunun 310 milyon katı kadar seviyorum...
D. sen ne yaptın bana ya... Bağımlılık yaratıyorsun resmen...
Evet hanımlar ben bu film repliklerini kendime uyarladım cidden, bakın! Hoşuma gidiyor! Olamaz mı?
AA unutmuşum...
Ben her türlü şeye katlanıcam d. sen beni sevene kadar herşeye katlanabilirim yani, ne kadar zamana ihtiyacın varsa;çünkü seni hayatımda istiyorum...
Beklerim d. ne kadar gerekiyorsa...(Ben bekle yarın çıkarız falan mı demişim acaba? Hangi kafadaymışım yahu? Günlüğüm sayesinde bir saattir gülüyorum)
D öldürücek misin sen beni?
D. seni kimse benim kadar sevemez, pişman olucaksın.
D. kimse seni benim milyonda birim kadar sevemez pişman olucaksın....
Onda birim...
Yüzde birim...
.
.
.(çeşitli birim kesirler var işte burda...)
.
.
Sen odunsun d. kalassın, suntasın ,kütüksün, demirsin...
(Ne dedim de bu lafı hakettim ben acaba?)
D. bir kere ağladığını görmek isterdim.. Sen hiç ağladın mı? (Bu nasıl bi laftır ya?!Şunu söyleyen hatırlayıp gülsün kendine lütfen , ben bir köşede ağlıcam söz)
**Şu günlüğü okuduğuma bin pişmanım, kendi başıma çocukluğuma inmemeliymişim ben.
D. şunu başkası istese hayatta yapmazdım....
D. seni görmeye dayanmam mümkün değil acı çekiyorum... (Der ve arkadaşlığımızı bitirir, güler misin ağlar mısın yahu sevgiden selamı sabahı kesiyor adam o derece!)
D. bu nasıl bir duyguymuş böyle...
Ben daha önce sevdiğimi sanmışım d.;yada bu hissettiğim şeyin bir adı yok yani...(Bak bu kesin bir türk filminden duymuş bunu ay bende hihi diye güldüm kesin, allahım lütfen ergenliğin arkasına sığınabilecek bir yaşta duymuş olayım bunu)
D. sonunda evlenicem kızım seninle... (Bak bunu çok net hatırlıyorum işte inşallah bana da haber verirsin demiştim, akıllanmaya başlamışım herhalde ; nezaman nezaman demediğime göre..)
Ben yüksek lisansımı yapıp geliyim sen bu arada istediğin gibi gez dolaş,şimdi seni sıkmak istemiyorum ama ben aklının bir köşesinde olayım olur mu d.?(Ya bakın buna bir yorum bile yapamıyorum hani bunu okuyup aynaya bakın zaten o noktada anlayacaksınız siz beni.)
Şimdi gidelim d. .......'ye evlenelim orada...
Ailemle konuştum d. ben seninle ciddi düşünüyorum... (İşte bu, işte bu... Bu noktada aydınlandım sanırım... Yok artık...!! Bana da bir sorsaydın keşke?! Yahu hoşlanıyorum falan diye bir girizgah yapsaydın en azından)
Evet bunları da gazete köşesinde okumuştum hayal ettim kendime uyarladım doğrudur..
Yok yahu bunları farklı farklı insanlardan duydum ben...
Size de, haber vermek için yazdım hatunlar; okuyun bakın baya baya aşık olunmuş bana yahu...
Tapınılmış resmen...
Hiç birine inanmadım ha hayyy demeyi isterdim ama... Yok canım, inandıklarım, duydukça baya baya havaya girdiklerim oldu..
Wuhuu nasıl reddettim be! Diye gezdiğim bir ergen dönemimde oldu...
Ay yazıııııık çocuk çok aşık yahu , ben nazikçe rededeyim bari de dedim...(lütfedici ulu d.)
Laflarda bir standartlaşma hissedene kadar baya baya kaf dağında takılıyordum kısaca. Ay şaka bir yana ne kekoymuşum yahu inandım diyorum ötesi mi var, kim bana aşık olsa bende bir üzgün tripler ayyy çok uzuluyooor diye ağzımı büzdürmeler falan...
Çok betermişim çok...
Herkese en yakın zamanda bu halden kurtulmayı dilerim geçene kadar anlamıyor insan durumun vehametini.
p.s. Bu yazıyı okuyup aman canım bana cidden herkes aşık kendi adına konuş diyeceklere hiç lafım yok hatunlar... Tebrik ediyorum, devamını diliyorum...
D.B
En şanslı söz yüzüğünü diledim, pişman mıyım bir de bana sorun...
Yaz okulum bitti...
Sonunda...
Zamanımı dahası kendimi adadığım bu dönemde yazamadım, yazsam da yayımlayamadım...
Yorumları okudukça mutlu oldum... Yazamıyorum diye derlendikçe dertlendim...
Güz dönemimi dondurup bazı kurslara devam etmiştim; zamanında mezun olabilmek için yaz okulu da şart oldu bu nedenle. 3,5 senede okul bitirip ne yapacaksın, öğrencilik gibisi var mı?? diyenlere rağmen... Yaz okuluma başladım ve bitirdim...
Okul da bitsin istiyorum...
Bitince ne yapıcam hiç bilmesem de bitsin...
Yaz okuluna rağmen en eğlenceli yazlarımdan birini geçirmiş olabilirim; çalıştım, okula gittim, işe gittim, gezdim, antrenman yapamadım(!) bir günü 48 saate çıkardım... Yine yapamadım (belki biraz yaptım).
Yoruldum; ama bitti... (Kim sölüyordu?? Bitti, zor oldu ama, bitti )
Bu arada bu yaz evlilik kavramıyla tanıştım ilk defa, bir arkadaşım evlendi, bir arkadaşımın sözü de çok yakında...
Söz yüzüğü nişan yüzüğünden inceymiş bunu öğrendim; sonra şu evlilik teklifi için tektaş olur ya, söz yüzüğü, nişan yüzüğü, evlenirken de alyans mıydı neydi, deli deli dört yüzük takıcam diye dertleniyordum ben. (hayır! evlilikmiş, doğru adammış dert değil yüzüklere dertleniyorum yani). Dertlenmeme gerek yokmuş. Tataaaam söz yüzüğü öyle bir süreliğine takılan bir şeymiş, nişan yüzüğü de evlilikte el değiştiriyormuş kaldı geriye bir de teklif de takılan. Kısaca toplamda 2 tane(cik) yüzük , bunu öğrenince bir rahatlama geldi bana; 4 değil iki yüzük takıcakmışım hahayyy şu 2 yüzüğün ağırlığı da üzerimden kalktığına göre gerisi teferruat, doğru adam , aileler falan filan...
Ben böyle kendi kendime niye mi saçmalıyorum? Çok yakın arkadaşlarımdan birinin sözü tam 1 hafta sonra da, ondan...
Ben heyecan yaptım resmen... Hatun rahat! Ben de bir gerginlik bir gerginlik(pre menstruasyon dönemiyle kafa kafaya gerginim, var gerisini siz düşünün. Bunun daha nişanı var düğünü var.)(Bir de söz yüzüğünü alırlarken onlara en şanslı söz yüzüğünün onların olmasını diledim, 2. yüzük deseydim keşke diye kendimi yiyorum kaç haftadır.=))
Şaka bir yana;
Sevgili İ. diliyorum; Bu süreç , ilk adımından itibaren, her adımda daha güzel daha mutluluk verici bir hale gelsin. Seni bolca gülümsetsin... Hiç erken değil , onu(!) bulunca kaybetmemek gerek , bulduğun zaman tam zamanı aslında. Sen buldun, şansın daim olsun. Çok mutlu ol canım...
Yaz okulu bittiğine göre haberiniz olsun;
Tekrar hoşgeldim ben=)
Muhteşem pazarlar..
D.B
Sonunda...
Zamanımı dahası kendimi adadığım bu dönemde yazamadım, yazsam da yayımlayamadım...
Yorumları okudukça mutlu oldum... Yazamıyorum diye derlendikçe dertlendim...
Güz dönemimi dondurup bazı kurslara devam etmiştim; zamanında mezun olabilmek için yaz okulu da şart oldu bu nedenle. 3,5 senede okul bitirip ne yapacaksın, öğrencilik gibisi var mı?? diyenlere rağmen... Yaz okuluma başladım ve bitirdim...
Okul da bitsin istiyorum...
Bitince ne yapıcam hiç bilmesem de bitsin...
Yaz okuluna rağmen en eğlenceli yazlarımdan birini geçirmiş olabilirim; çalıştım, okula gittim, işe gittim, gezdim, antrenman yapamadım(!) bir günü 48 saate çıkardım... Yine yapamadım (belki biraz yaptım).
Yoruldum; ama bitti... (Kim sölüyordu?? Bitti, zor oldu ama, bitti )
Bu arada bu yaz evlilik kavramıyla tanıştım ilk defa, bir arkadaşım evlendi, bir arkadaşımın sözü de çok yakında...
Söz yüzüğü nişan yüzüğünden inceymiş bunu öğrendim; sonra şu evlilik teklifi için tektaş olur ya, söz yüzüğü, nişan yüzüğü, evlenirken de alyans mıydı neydi, deli deli dört yüzük takıcam diye dertleniyordum ben. (hayır! evlilikmiş, doğru adammış dert değil yüzüklere dertleniyorum yani). Dertlenmeme gerek yokmuş. Tataaaam söz yüzüğü öyle bir süreliğine takılan bir şeymiş, nişan yüzüğü de evlilikte el değiştiriyormuş kaldı geriye bir de teklif de takılan. Kısaca toplamda 2 tane(cik) yüzük , bunu öğrenince bir rahatlama geldi bana; 4 değil iki yüzük takıcakmışım hahayyy şu 2 yüzüğün ağırlığı da üzerimden kalktığına göre gerisi teferruat, doğru adam , aileler falan filan...
Ben böyle kendi kendime niye mi saçmalıyorum? Çok yakın arkadaşlarımdan birinin sözü tam 1 hafta sonra da, ondan...
Ben heyecan yaptım resmen... Hatun rahat! Ben de bir gerginlik bir gerginlik(pre menstruasyon dönemiyle kafa kafaya gerginim, var gerisini siz düşünün. Bunun daha nişanı var düğünü var.)(Bir de söz yüzüğünü alırlarken onlara en şanslı söz yüzüğünün onların olmasını diledim, 2. yüzük deseydim keşke diye kendimi yiyorum kaç haftadır.=))
Şaka bir yana;
Sevgili İ. diliyorum; Bu süreç , ilk adımından itibaren, her adımda daha güzel daha mutluluk verici bir hale gelsin. Seni bolca gülümsetsin... Hiç erken değil , onu(!) bulunca kaybetmemek gerek , bulduğun zaman tam zamanı aslında. Sen buldun, şansın daim olsun. Çok mutlu ol canım...
Yaz okulu bittiğine göre haberiniz olsun;
Tekrar hoşgeldim ben=)
Muhteşem pazarlar..
D.B
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)