Heyecanlıyım... Çok istediğim bir şeye sonunda cesaret edip başlamanın heyecanı bu. Biriktim ve biriktirdim... Hiç kendimi bu kadar hazır hissetmemiştim bu tuşlara basmak için. Emin miyim?? Hayır! Ama denemiş olmanın ne kadar muhteşem olduğunu anladığım 20. yaşımda yapamadım diyip çekilmenin verdiği acının, denemedim diyip yarım kalmış olmaktan daha tercih edilebilir olduğunu öğrendim. Tasarlıyorum ve yazıyorum öyleyse... Hoş bulduk...
13 Ekim 2012 Cumartesi
Bir ret, Bir davet , Bir beyaz sihir..
Bir ret, Bir davet , Semavi bir afet , Bir beyaz sihir..
Fark ettim..
Hazmettim..
Direndim..
Büyüdüm..
Merhaba, ben geldim..
Geldin demek..
Aylardır uğramıyordun ve sonunda geldin ..
Artık gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım,
3 ay oldu... 3 kocaman ay...
Geç kaldın...
Giderken hemen geleceğini söylemiştin; sonrasında kaç kez çağırdım seni,
Hiç olmazsa bugün gel dedim...
Öyle bir an geldi ki yalvardım sana...
Gelmedin..
Geldim...
Ve yine yatağında kıpırtısız , nefes almadan yatarken buldum seni..
Yere sabitlenmiş yatağında; yatağına sabitlenmiş bir sen daha gördüm.
Artık uyanman gerek...
Sonbahar geldi biliyor musun?
Sonbahar'ı sevmiyorum ben..
Bilmiyorsun sanki...
Neden?
Ne farkeder sevmiyorum..
Artık gidebilir misin?
Biraz konuşmaya ihtiyacın olduğunu düşünüyorum..
Yardımıma ihtiyacın var ; gidemem.
Çok daha fazla ihtiyacım olduğu zamanlar oldu..
Hayır en çok şimdi ihtiyacın var...
O zamanlar ihtiyacın yoktu...
Çünkü; çözüm yoktu...
Çözümsüzken sana ihtiyacım vardı..
Çözüm bulmuşken olmasanda olur...
Bana böyle davranmaman gerektiğini söylememe gerek var mı?
Ve doğrusu; asıl şimdi çözümsüzsün gibi geliyor bana..
Gittiğin yol hakkında kararsızlıkların var..
Üstelik korkuyorsun da..
Korkmam için bir sebep var mı?
...
...
Bunu düşünmesi gereken sensin..
Ben, senin düşünmene yardım edecek olanım..
Korkmam gerektiğini düşünmesen gelmezdin..
Öyle ya ; iyilestirmiyorsun sen beni,
Yalnızca koruyorsun.
.....
.....
Bu önemli birşey ufaklık..
Evet bak bu doğru; senin yanında çok ufak hissediyorum kendimi..
Her neyse; düşünmek istemiyorum.
Hem bu ara aklıma neler geliyor görmüyor musun?
Ayaklarımı durdurabiliyorum ; beynimi nasıl durdurucam?
Yok onun bir yolu.
Belki haklısın korkmalıyım; ama korkulucak birşeyin olmaması daha korkunç.
O halde yalnızca dikkatli olman gerektiğini söyleyeceğim..
Yada daha doğrusu, her seferinde iki kere düşünmeni.
Belki de üç demeliyim..
Olur..
Denerim...
Deneme ufaklık..
Düşün..
Acele etme..
Ve sus diyeceksin son olarak..
Sonrada gideceksin öyle mi?
Hayır önce o yataktan çıkmanı isteyeceğim.
Sonra yüzünü yıkarken aynada seni izleyeceğim.
Sonrada gideceksin.
Sonrada herzaman olduğu gibi yalnızca göremeyeceğin bir yerden seni izliyor olacağım.
Ve çağırdığımda değil yine yalnızca istediğin de gelceksin.
Ve çağırdığında değil gerçekten çözüm sunabileceğimde; ihtiyacın olduğunda geleceğim.
Sahiden hep beni izliyor musun?
Hadi ufaklık kalk artık.
Ama cevap vermedin.
Çünkü cevap versem ve evet desem de görmeden ve emin olmadan yalnızca bir sözcükten ibaret olacak cevabım.
Ve yine gelmediğimde; sen aynı şeyi düşünüyor olacaksın; tümüyle gittiğimi..
Öyleyse sen de...
Öyleyse ben de buna bir cevap vermemeliyim..
Ve sen daha sabırlı olana kadar..
Ve ben daha sabırlı olana kadar beklemeliyim.
Sonra belki hep kalırsın...
Ama hep..
Hiç gitmeden..
Her gözümü açtığımda görebileceğim kadar yakınımda...
Biliyor musun hep derin derin nefes alırım o zaman...
Yatağıma sabitlenmiş gibi yatmam..
Tavana boş boş bakmam..
Daha ne kadar beklemem gerek peki?
Söylesene...
...
...
...
...
Yine gel
Kızmadım bu defa gidişine
Ama gel..
Yine..
D.B
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder