29 Aralık 2013 Pazar

Zormuş..


Birini taşımak zordu.

Ama daha zoru inanmaktı biliyor musun?

İnanmak ve güvenmek ne zor şeymiş.



İnsan yükü ağırdır demişler, sahiden öyleymiş.

Noksanları ve tamlarıyla birini taşıyabilmek öyle zormuş ki;

Hayır, ben taşıyamadım.

Ama isterdim, istedim.



Gurur yapmıyorum..

Elimi taşın altına sokmaktan çekinmedim desem yalan olur.

Çekine çekine de olsa koydum ama en nihayetinde.

Zaman aktı, öyle uzun bir zaman değildi..

Taş yükseldi ve hızla çakıldı.

Elim paramparça.

Ne neden yükseldi diye düşünüyorum, ne niye hızla çakıldı diye..

Ben koydum elimi oraya.

Yükselebileceği gibi, düşebileceğini de biliyordum elbet.

Pişman değilim kararımdan.

Olmasaydı, koyamasaydım.

Neye yarardı ki ellerim.

Var iseler hakkını vermek gerekir.


Gerekir değil mi?


Ne de şanslıyım iki elim var.


Teşekkür ederim.


D.B





2 yorum:

  1. Duygularını ve yaşadıklarını ne güzel anlatıyorsun sevgili DB.....

    Bakmakla görmek, aşık olmakla sevmek arasındaki fark nedir? diye sormuşlar Mevlana’ya. Cevaplamış; Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes aşık olabiliyor; ama herkes senin gibi sevebiliyor mu?
    Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir……

    YanıtlaSil
  2. Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında, en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.. Şemsi Tebrizi

    YanıtlaSil