Önümdeki duvarı farketmiştim ben aslında..
Ayağımı gazdan çekmem gerektiğini bilecek kadar aklım yerindeydi..
Ayağımı yavaşça gaz pedalından kaldırdım..
Yavaşladım..
Sonra birşey oldu..
Tüm kaslarım aniden kasıldı..
Ayağım pedala yüklendi..
Ben değildim o pedala basan..
Kontrolsüz bir uzuva nasıl müdahale edebilirdim ki?
Hızla bacağımı kavradım, pedaldan kaldırmaya çalıştım ayağımı, kol kaslarım bacak kaslarımdan daha güçlü değildi ne yazık ki..
Çarpmama ramak kala çekebildim ayağımı..
Geç kaldım, kontrolü sağlamakta..
Çarptım..
-Bu davranış şeklinin nedeni ne?
-Bilmiyorum, bende bir süredir kendim gibi davranmadığımın farkındayım aslında, Sadece...
Kelimelere dökemiyorum... Zor olduğundan değil ; anlayamadığım birşeyi nasıl anlatabilirim ki?
Acıyor..
-Neresi acıyor peki?
-Acı değildir belki tam kastetmeye çalıştığım, daha çok ağrı yada sızlama.. Bulantı da olabilir.. Sol tarafta aşağıya doğru, karnımda galiba..
Boşlukta..
-Belki çok üzmüştür birşey seni olabilir mi?
Sende herşeyi o boşluğa doğru iteklemişsindir, ve herşey karışmıştır şimdi biribirine.. Savaş başlamıştır o boşlukta..
Boşluk dar geldiği için çeperlere yapılan basınçtır ağrı yada sızlama dediğin.. Ve karışmışlıktır mideni bulandıran..
-Şimdi sen bana yine zaman diyeceksin değil mi? O boşluktaki savaş bitene kadar..
O devinim hareketini sen tetikledin ama durduramazsın diyeceksin..
Ve nefret ediyorum ama yine o çözüm işte; bekle...
Ama bekleyemiyorum..
Çok uzun zaman bekledim ve artık geçsin istiyorum..
Anlıyor musun?
Yapamıyorum...
Bir çözüm bul bana; gerçek bir çözüm..
-Çocuksun sen!
Bunun çözümü yok..
Bekle.. Hepsi bu...
Son iki yazıdır kelimelere dökemediklerinin öyle, sende kalması daha iyidir belki de. Ne de olsa her kelime, anlatmak istediğin şeyi yalnızca kendi anlamıyla sınırlar. Göstergebilim boyutunda ele alırsak; gösteren ile gösterilenin uyuşmazlığı. :) Hem kelimelerine, hem de anlatmak istediklerine ayıp olur, haksızlık olur.
YanıtlaSil